İzlanda Turu 3 : Volkanik Harika İzlanda'nın Keşfi

Kahvaltının ardından İzlanda’nın en güzel kaplıcalarından Mývatn Kaplıcaları’na gidiyoruz. Burada sıcak suyun keyfini çıkarıp rotamıza Game of Thrones ile ilgi çeken Grjótagjá Mağarası ile devam ediyoruz. Sonrasında yol üstündeki Hljodaklettar kaya oluşumlarını ardından at nalı şeklindeki muhteşem Asbyrgi Kanyonu’nu keşfediyoruz.

Kanyondan ayrıldıktan sonra Tjornes Yarımadası’nda sahil yolu boyunca ilerleyip Husavik balıkçı köyüne ulaşıyoruz. Bu kasaba balina gözlemi için ülkedeki en uygun yerlerden biridir.Husavik sonrası günün şelalesi olan Godafoss’a gidiyoruz ardından otelimize dönüyoruz. 

Kahvaltının ardından ilk olarak ay yüzeyindeki kraterleri andıran Skutustadagigar Kraterlerini ziyaret edip güne başlıyoruz. Hemen ardından büyük Hjerfall Krateri’ne uğruyoruz. Kraterden ayrıldıktan sonra 1975-1984 yılları arasında aktif olan Krafla yanardağ bölgesine gidip kraterlerden birine tırmanıyoruz ve soğutulmuş magma sıçramaları ve mineral yataklarının zengin renklerinin garip dokularına bakıyoruz. Buradan ayrıldıktan sonra Avrupa’nın en güçlü şelalesi olan Dettifoss’a gidiyoruz. Tuhaf kum ve kaya oluşumları bölgesindeki şelale ziyaretinin ardından 1875'te patlayan Askja Volkanı nedeniyle eridiği için terkedilen Saenautasel çiftliğine uğruyoruz. Sonrasında Jökuldalur Vadisi’nde yer alan Studlagil Kanyonu’na doğru yola çıkıyoruz. Gidiş dönüş yaklaşık 8km’lik bir yürüyüş bizi bekliyor. Aracımızı park ettikten sonra park alanının yanında bulunan köprüden patikaya giriyoruz. Yaklaşık 2 km’lik bir yürüyüşün ardından Studlafoss adlı bazalt şelalesi göreceğiz. Sonrasında kanyon boyunca bazalt kayaları inceliyoruz. Ardından geldiğimiz patikadan dönüyoruz ve aracımızla buluşup Djupivogur'daki otelimize geçiyoruz.

Kahvaltının ardından otelimizin bulunduğu Djupivogur köy limanını ve eşsiz yumurta heykellerini ziyaret edip yola çıkıyoruz. Doğu Fiyortları’nı oluşturan denize dikey olarak yükselen dağlara doğru yola devam edeceğiz. Yol boyunca bir çok köy göreceğiz. Önce Höfn ardından da Almannaskard Geçidi’nden geçerek bu görkemli sahil şeridinden ayrılıyoruz ve binlerce buzdağının ülkenin en büyük buzulu Vatnajokull'dan ayrıldığı buzdağlarının doğum yeri diyebileceğimiz Jokulsarlon'daki ünlü Buzul Lagünü'ne devam ediyoruz. Sonrasında Avrupa'nın en büyük buz örtüsü Vatnajokull Milli Parkı’na gidiyoruz. Burada Skaftafell buz alanına uğradıktan sonra Kirkjubaerklaustur'da yer alan otelimize yerleşiyoruz.

Kahvaltının ardından Kirkjubaerklaustur'dan ayrılıp Reynisfjara siyah kum plajına ulaşıyoruz. Ardından volkanik patlamaların yarattığı sayısız sel tarafından oluşan Myrdalssandur ve Skeidararsandur Longozu boyunca ilerleyip tarihteki en büyük lav akışlarından biri olan Eldhraun’a bakıp Dyrholaey’e doğru devam ediyoruz. 120 metre yüksekliğindeki burun, İzlanda'nın en güney noktasıdır. Kuş yaşamı bakımından zengin ve ilkbaharda Kutup Martısı ve Arctic kırlangıçları için bir yuvalama alanıdır. Eğer  şanslıysak sakin günlerde burundan balina ve yunus görebiliriz. Ardından en güneyden ayrılıp batıya ilerleyişimizi sürdürüyoruz ve meşhur Eyjafjallajokull Buzulu'nun eteğinin batısına doğru ilerliyoruz. Bu alan 2010 yılındaki patlama sırasında kül dökülmesi ve kaynar lavlar nedeniyle büyük ölçüde etkilenmiş büyük miktarda buz kaybetmiştir. Eyjafjallajokull Buzulu bölgede bir çok şelaleyi besliyor. Bugün bunlardan üçünü göreceğiz. Sırasıyla Kvernufoss, Skogarfoss ve Seljalandsfoss'a uğrayacağız. Seljalandsfoss güneşli havalarda verdiği görüntüyle, Skogarfoss ve Kvernufoss ise 60 metrelik yüksekliğiyle sizi cezbedecek. Skogafoss’da ilaveten şelalenin genişliği 25 metreye çıkıyor. Şelalelerden ayrıldıktan sonra Reykjavik'e doğru yola devam ediyoruz ve otelimize yerleşiyoruz.

Bugün, dünyanın ilk demokratik parlamentosu toplantısının yapıldığı, Avrasya ve Kuzey Amerika tektonik plakalarının keşistiği, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarının ayrıldığı Thingvellir Milli Parkı’na gidiyoruz.

Bölge 1928'de milli park statüsüne kavuşarak İzlanda'nın ilk milli parkı, 2004'te ise UNESCO Dünya Mirası alanı oldu.

Kıtalar birbirinden ayrıldıkça oluşan göller ve çukurları görebileceğimiz bir yürüyüş yapıp kıta değiştirdikten sonra dünyaca ünlü gayzerleri görmeye gidiyoruz. Ptlamaları en güzel görebileceğimiz Strokkur gayserinde seyredeceğiz. Diğerlerine nazaran daha sık patlama gerçekleşen (5-10 dakikada bir) bu gayserde su ve buharın yüksekliği 30 metreye kadar ulaşabiliyor. Altın üçgen turumuzun son durağı Hvita Nehri kanyonunda yer alan 70 metre yüksekliğindeki devasa şelale olan Gullfoss Şelalesi’ne gidiyoruz. Buradan ayrıldıktan sonra yaklaşık 3000 yaşındaki volkanik krater gölü Kerid’e gidiyoruz. Kırmızı volkanik kayaların arasındaki gölü fotoğrafladıktan sonra tüm turun yorgunluğunu atmak için masmavi suyu ile meşhur kaplıca Blue Lagoon’e gidiyoruz. Programımızın son gününde sıcak havuzlarda biz diyelim 2 saat siz deyin 4 saat yorgunluğumuzu attıktan sonra Reykjavik şehir merkezindeki otelimize dönüyoruz.

Gece 04:30 gibi Keflavik Havaalanı’na doğru yola çıkıyoruz 07.40 Keflavik Havalimanı'ndan aktarmalı uçakla Istanbul Havaalanına dönüyoruz. Bir başka turumuzda sizlerle görüşmek üzere vedalaşıyoruz.