İzlanda Turu 2 : Kuzey Işıkları

Bugün, dünyanın ilk demokratik parlamentosu toplantısının yapıldığı, Avrasya ve Kuzey Amerika tektonik plakalarının keşistiği, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarının ayrıldığı Thingvellir Milli Parkı’na gidiyoruz. Bölge 1928'de milli park statüsüne kavuşarak İzlanda'nın ilk milli parkı, 2004'te ise UNESCO Dünya Mirası alanı oldu.

Kıtalar birbirinden ayrıldıkça oluşan göller ve çukurları görebileceğimiz bir yürüyüş yapıp kıta değiştirdikten sonra dünyaca ünlü gayzerleri görmeye gidiyoruz. Patlamaları en güzel görebileceğimiz Strokkur gayserinde seyredeceğiz. Diğerlerine nazaran daha sık patlama gerçekleşen (5-10 dakikada bir) bu gayserde su ve buharın yüksekliği 30 metreye kadar ulaşabiliyor. Altın üçgen turumuzun son durağı Hvita Nehri kanyonunda yer alan 70 metre yüksekliğindeki devasa şelale olan Gullfoss Şelalesi’ne gidiyoruz. Buradan ayrıldıktan sonra Reykjavik şehir merkezindeki otelimize dönüyoruz.

Kahvaltının ardından Reykjavik’ten ayrılıp meşhur Eyjafjallajokull Buzulu'nun eteğinin doğusuna doğru ilerliyoruz. Bu alan 2010 yılındaki patlama sırasında kül dökülmesi ve  kaynar lavlar nedeniyle büyük ölçüde etkilenmiş büyük miktarda buz kaybetmiştir.

Eyjafjallajokull Buzulu bölgede bir çok şelaleyi besliyor. Bugün bunlardan üçünü göreceğiz. Sırasıyla Seljalandsfoss, Skogarfoss ve Kvernufoss’a uğrayacağız.

Seljalandsfoss güneşli havalarda verdiği görüntüyle, Skogarfoss ve Kvernufoss ise 60 metrelik yüksekliğiyle sizi cezbedecek. Skogafoss’da ilaveten şelalenin genişliği 25 metreye çıkıyor. Şelalelerden ayrıldıktan sonra Dyrholaey’e doğru devam ediyoruz. 120 metre yüksekliğindeki burun, İzlanda'nın en güney noktasıdır.

En güneyden ayrıldıktan sonra doğuya doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Volkanik patlamaların yarattığı sayısız sel tarafından oluşan Myrdalssandur ve Skeidararsandur Longozu boyunca ilerleyip kar örtüsü yoksa tarihteki en büyük lav akışlarından biri olan Eldhraun’a bakıp Vik veya Kirkjubaerklaustur’daki otelimize gidiyoruz. Otelimizin etrafı kuzey ışıkları için biçilmiş kaftan.

Kahvaltının ardından otelimizden ayrılıyoruz ve önce doğuya sonra batıya doğru hareket ediyoruz. İlk olarak binlerce buzdağının ülkenin en büyük buzulu Vatnajokull'dan ayrıldığı, buzdağlarının doğum yeri diyebileceğimiz Jokulsarlon'daki ünlü Buzul Lagünü'ne devam ediyoruz. Sonrasında Avrupa'nın en büyük buz örtüsü Vatnajokull Milli Parkı’na gidiyoruz. Burada Skaftafell buz alanına uğradıktan sonra yönümüzü batıya çeviriyoruz ve Reynisfjara siyah kum plajına ulaşıyoruz. Ardından Buhar Vadisi (Hedefimize vardıktan sonra nedenini anlayacaksınız) olarak da bilinen Reykjadalur Vadisi’nin içlerine doğru ilerleyeceğiz. Reykjadalur Vadisi, Hengill Volkanı jeotermal bölgesinin bir parçasıdır. Volkan sönmüş olsa da bölge hala çok aktif ve minerallerle dolu köpüren sıcak havuzlarına ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 3km’lik bir yürüyüş sonunda Reykjadalur Termal Nehir Kaplıcası’na ulaşıyoruz ve mineral bakımından zengin masmavi sularının tadını çıkarıyoruz..

Vadiden ayrıldıktan sonra Reykjavik şehir merkezindeki otelimize gidiyoruz. Reykjavik’te akşam yemeği öncesi alışveriş ve dinlenme için serbest zamanınız başlıyor. Gece hava koşulları ve güneşteki aktivite durumuna göre kuzey ışıkları avına çıkacağız.

Gece 04:30 gibi Keflavik Havaalanı’na doğru yola çıkıyoruz. Türk Hava Yolları’nın aktarmalı Istanbul uçuşu ile uçağı ile İstanbul’a dönüyoruz. (Bilet almadan önce lütfen teyit alınız) Bir başka turumuzda sizlerle görüşmek üzere vedalaşıyoruz.