ABD ve KANADA MİLLİ PARKLARI

THY’nın aktarmalı seferiyle Utah Eyaleti’nin başkenti Salt Lake City’e uçuyoruz ve otelimize yerleşiyoruz.

Sabah erkenden otelden ayrılıyoruz ve Grand Teton Milli Parkı’na ve Grand Teton'un kalbinde yer alan Jenny Gölü'ne doğru yola çıkıyoruz. Göle gelip biraz dinlendikten sonra ilk yürüyüşümüzü gerçekleştireceğiz. Hem uzun uçak hem de yaklaşık 4 saatlik Salt Lake City yolculuğunun ardından yapacağımız yürüyüşü hep beraber belirleyeceğiz. Çünkü burada birden fazla yürüyüş parkuru bulunuyor. Göl etrafındaki düz yürüyüşlerden Grand Teton’un yüksek tepelere çıkışa kadar bir çok seçeceğimiz olacak.

Tavsiyemiz gölden fazla uzaklaşmayarak çevredeki tepelerin muhteşem manzaralarının tadını çıkarabileceğimiz “Inspiration Point”kısa bir yürüyüş yapmak. Ardından göl etrafında yapacağımız yürüyüşte komşu String Gölü’ne de uğruyoruz. Gezimizi tamamladıktan sonra Moose’daki otelimize yerleşiyoruz.

Bugün yemyeşil ormanlarda ve çiçek açan çayırlarda yürüyüş yapmak için Yellowstone’un içlerine doğru ilerliyoruz ve Yellowstone'un Grand Kanyonu'na gidiyoruz.

400m derinliğindeki bu uçurum, 600.000 yıl önce hidrotermal olarak soğumuş parlak kırmızı, sarı ve turuncu volkanik riyolit ile kaplıdır.

Buzul Çağı'nda buzulların oluşturduğu vadi, kuğular, büyük mavi balıkçıllar, Kanada kazları, geyik, bizon, seyrek miktarda kurtların yanı sıra hem boz hem de siyah ayıya ev sahipliği yapıyor. Muhteşem Heyden Vadisi’ne bakan bir alanda vereceğimiz öğle yemeği molası sonrası Tom Amca'nın park alanının güneydoğu tarafındaki patikaya giriyoruz.

Patika bizi Clear Gölü üzerinden Ribbon Gölü’ne kadar götürüyor. Gölde vereceğimiz molanın ardından aynı yoldan dönmek yerine Lily Pad Gölü patikasından dönüşe geçeceğiz. Kısa süre sonra Point Sublime ve Artist Point denilen seyir noktalarına varıyoruz. Ardından yeniden South Rim patikasına bağlanıp başlangıç noktamıza ulaşıyoruz ve otelimize dönüyoruz.

Kahvaltının ardından muhteşem görünümüyle insanları büyüleyen Grand Prismatic Spring’i görmek için Midway Gayzer Havzası’na doğru yola çıkıyoruz. Siyah kum havzasına vardıktan sonra yürüyüşe başlıyoruz. Dünya’nın jeotermal özelliklerinin %50’ye yakınına ev sahipliği yapan Yellowstone’un görkemli manzaralarına şahit oluyoruz. Sonrasında Üst Gayzer Havzası’nın manzarasını seyredebileceğimiz “Observation Point”e doğru yürüyüşe başlıyoruz. Yürüyüş boyunca yer yer gayzeri göreceğiz. Her 90 dakikada bir patlama yaşandığı için bir gözümüz hep gayzerde olacak.

Observation Point’e geldikten sonra patlamayı seyredip dönüşe geçiyoruz.

Sabah erken uçuşlardan biriyle Bozeman Havaalanı’ndan Seattle’a uçuyoruz. Uçaktan indikten sonra Olympic Milli Parkı’na doğru yola çıkıyoruz. Yol boyunca ilk olarak milli parkın, Rainier Dağı’nın ve Seattle’ın silüet manzarası sonrasında da kırmızı sedir ve köknarlardan oluşan manzara bize eşlik edecek. Mima Mounds Doğal Koruma Alanı’nda vereceğimiz molanın ardından Quinault Gölü yakınındaki otelimize yerleşiyoruz. Biraz dinlendikten sonra göl etrafında yürüyüşe başlıyoruz. Yine yürünecek bir çok rotamız var. Lane Gölü, Yağmur Ormanları ve şelale yürüyüşlerinden birini veya gücümüz yeterse ikisini yapabiliriz. Yürüyüş/lerin ardından otelimize dönüyoruz.

Sabah bölgenin en meşhur yürüyüşlerinden biri olan Sam’s River yolunu gerçekleştireceğiz. Yürüyüşümüze kaynağı Olympus Dağı’ndaki buzullar olan Queets Nehri’nden başlıyoruz..

Bu yürüyüş dünyanın bir ucunda yer alan büyüleyici kıyı yağmur ormanlarına dalmak için ayağımıza gelen müthiş bir şans. Gerçi her şeyi planlı yaptık ama olsun. :)

Bu tarz ılıman yağmur ormanlarını ancak Tazmanya, İskoçya, Japonya ve Rusya'nın Kamçatka Yarımadası’nda bulabiliriz.

Ne yokki bu yürüyüşte. Hayat dolu bir manzaralarla yürüyüşe başlıyoruz. Devrilen ağaçların devasa kütükleri, oluşan yeni fideler için hayatın başlangıç ​noktası olarak işlev görür ve çürümekte olan yeni yaşamı beslemek için gerekli besini ve nemi sağlar. Yosun, eğrelti ve meyan otları damlayan ağaçların arasında ilerlerken karşımıza Elk (Kanada Geyikleri) çıkabilir.

Yağmur ormanlarında her şey iki ila üç kat daha fazla büyür. Burada, Sitka ladinleri 100 metre yüksekliğe ve 8 metre genişliğe kadar büyüyebilir ve Alaska evlerinden çok daha büyük bir boyuta sahip olurlar.

4,5- 5 km’lik bu yürüyüşün ardından bir sahil yürüyüşüyle Pasifik Okyanusu'ndaki South Beach’e gidiyoruz.

Olimpik Milli Park'ın bir parçası olan sahil, bozulmamış ve insanlar tarafından çok ziyaret  edilmiyor. Su samurlarını, kartalları, balinaları görebilir ve kumdaki geyik izlerini takip edebilirsiniz.

Burası aynı zamanda kuş gözlemi için de önemli bir noktadır. Pelikan, karabatak ve istiridye avcılarına rastlama ihtimalimiz çok yüksek. Sahilden ayrıldıktan sonra otelimize doğru yola devam ediyoruz.

Kahvaltının ardından Alacakaranlık filmiyle dikkat çeken Forks kasabası’na doğru yürüyüşe başlıyoruz. Sol Duc Nehri’ni ve vadisini takip ederek dağlara doğru tırmanacağız. Ardından dev batı baldıran ağaçlarından Sol Duc Şelaleleri'ne doğru ilerleyeceğiz.

Burada yine karşımıza iki yürüyüş seçeneği çıkacak. Kolay olanı yaklaşık 6,5 km’lik bir yürüyüşle bizi Sol Duc Hot Spring Resort'a götürecek. Diğeri ise bölgenin bir başka ünlü yürüyüşü Lover's Lane Trail olacak.

Kolay yürüyüş sonrası ulaşacağımız tesiste şifalı mineral kaynaklarına dalma veya Sol Duc Nehri'nin yanındaki açık hava kafesinde bir içkinin tatma şansımız olacak.

Zor olan ise değişen orman bölgeleri, sulak alan orkideleri ve basamaklı Kanyon Deresi'nin çarpıcı manzaraları ile 1.500 metre tırmanacağımız bir yürüyüş. Sonrasında ise Deer Gölü’ne devam edeceğiz. Ancak akşam Montana’ya uçacağımız için bu yürüyüş biraz uzak ihtimal.

Vadideki yürüyüşten sonra buzullar tarafından dağlardan oyulmuş olan Crescent Gölü'ne gideceğiz. 12km uzunluğunda ve 200 metre derinliğindeki Crescent eyaletin en büyük göllerinden biridir. Son olarak da Crescent Gölü'nden, Marymere Şelaleleri'ne kısa bir yürüyüş yapıp Washington’a nefes kesici bir veda gerçekleştiriyoruz. Yürüyüşlerimizi tamamladıktan sonra Seattle Havaalanı’na gidiyoruz ve Montana Eyaleti’ndeki Kalispell Havaalanı’na uçuyoruz. Kalispell’e indikten sonra otelimize yerleşiyoruz.

Kahvaltının ardından Glacier Milli Parkı’na doğru yola çıkıyoruz. İlk önce Whitefish’e geliyoruz. Buradan sonra yaklaşık 1 saat süreyle batıya doğru araçla devam ediyoruz.

Burada yemyeşil yağmur ormanlarında Avalanche Gölü'nün buzul erimiş sularına kadar kolay bir yürüyüş yapacağız. Yürüyüşümüz gölü dolduran erimiş buzul sularından oluşan nehiri takip ediyor.  Ardından rotamız kırmızı sedirler arasında yosun çerçeveli bir patikaya tırmanmaya devam ediyor. Yürüyüşün sonunda Glacier Park'ın dağlarının yükselen, katmanlı kayalıklarıyla çevrili bir çemberde bulunan Avalanche Gölü’ne ulaşmış oluyoruz.

Göl kenarındaki piknik öğle yemeğinin ardından dönüşe geçiyoruz.

Kahvaltının ardından McDonald Gölü etrafında geyik vb. Vahşi yaşamı gözlemleme fırsatına sahip olacağımız kısa bir yürüyüşle güne başlıyoruz.

Ardından Alaska’dan başlayıp Kanada, Meksika, Peru, Şili ve Arjantin’e uzanan Atlatik ve Pasifik levhalarının birbirinden ayrıldıkları yer olan “the Continental Divide” manzarasını seyredeceğimiz Logan Geçidi’ne gidiyoruz.

Bugünkü yürüyüşümüz ünlü “Highline Trail”ın Bahçe Duvarı olarak isimlendirilen bölümüdür. Yürüyüşümüz Continental Divide'ın engebeli sırtının altındaki açık dağ yamaçlarında ilerleyecek. Yürüyüş esnasında vahşi yaşamı gözlemlemek için mükemmel fırsatlar bulacağız..

Yürüyüş esnasında geçeceğimiz kayalık arazinin engebeli ve çıkıntılı bölgelerinde dağ keçileri bize eşlik edebilir. Yürüyüş sonunda Haystack Butte olarak bilinen bir burnun yakınında durup dinlendikten sonra aynı yoldan geri döneceğiz.

Kahvaltının ardından Iceberg Gölü olarak bilinen çarpıcı dağ gölüne doğru yola çıkıyoruz.

İlk birkaç yüz metre boyunca patika biraz dik bir şekilde tırmanıyor, sonrasında yavaş yavaş göle doğru yükselmeye devam ediyor.

Yaz başında kremsi beyaz çiçeklerle ve yaz ortasında ise eflatun yakıotu dikenleri de dahil olmak üzere bol miktarda kır çiçeği ile renklenmiş yamaçlardan geçeceğiz.

Bugünkü yürüyüşümüz ödülleri Swiftcurrent Gölü, Grinnell Noktası ve Wilbur Dağı’nın eşsiz manzarası olacak. Buraları fotoğraflayıp manzaranın keyfini çıkardıktan sonra Ptarmigan Şelalesi’ne uğrayacağız. Şelaleden ayrıldıktan sonra buz gibi turkuaz sularıyla karşımıza çıkacak olan Iceberg Gölü’ne kadar yürümeye devam ediyoruz. 1850 metre yükseklikteki gölün keyfini çıkardıktan sonra dönüşe geçiyoruz.

Sabah erken kahvaltının ardından Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılıyoruz ve Kanada’ya geçiyoruz. Yaklaşık 4-5 saatlik bir yolculuğun sonunda Banff Milli Parkı’na ulaşıyoruz. Yolda Calgary’de mola vereceğiz.

Kanada Kayalık Dağları'nın (Rockies) kalbinde yer alan Banff Milli Parkı, 1885 yılında kurulmuştur ve Kanada'nın en eski milli parkıdır. Dağlık arazisi iğne yapraklı ormanları, dağ çayırlarını, buz alanlarını ve buzulları kapsar.

Banff Milli Parkı’ndaki ilk yürüyüşümüz Rockies'in kalbi olarak kabul edilen Louise Gölü'ne olacak. Göl etrafındaki yürüyüşe ilaveten Altı Buzul Ovası’na doğru da bir yürüyüş yapabiliriz. Hatta ilaveten Agnes Gölü’ne de gidebiliriz. Yaklaşık 6-6,5 km’lik kolay denilebilecek yürüyüşlerin ardından otelimize yerleşiyoruz ve milli parkın keyfini çıkarıyoruz.

Bugün kahvaltı sonrası ABD’de keşfettiğimiz Continental Divide’ın Kanada kısmını gözlemleyeceğimiz Alberta ile British Columbia arasındaki sınırda yer alan kayak merkezi Sunshine Köyü’ne doğru yola çıkıyoruz. Burada telesiyejle zirveye çıkıp, nefes kesen tepelerle çevrili devasa vadide yer alan Banff’ın büyüleyici manzarayı seyredeceğiz.

Günün ilk yarısını bu şekilde tamamladıktan sonra rotamızı Rummel Gölü’ne çeviriyoruz. Karaçam ormanları içinde yapacağımız kolay-orta zorluktaki yürüyüşte göle ulaşmadan önce Rummel Şelalesi bizi karşılayacak. Şelaleden ayıldıktan sonra göle doğru devam ediyoruz. Gölde dinlenip yanımızda getirdiğimiz British Columbia şaraplarını deneyebiliriz.

Sabah kahvaltısından sonra Moraine Gölü’ne gidiyoruz. Göl etrafında yapacağımız yürüyün ardından gölde kano yapma fırsatı bulabileceğiz. Ardından rotamızı bölgenin göz kamaştırıcı göllerinden biri olan camsı yüzeyiyle meşhur Minnewanka Gölü’ne doğru  yola çıkıyoruz ve yürümeye başlıyoruz. Çam, ladin ve köknar ağaçlarıyla içerisinde yapacağımız yürüyüş sonrasında göle varıyoruz. Göl etrafındaki yürüşümüz boyunca muhteşem manzaralar eşliğinde fotoğraflar çekip otelimize dönüyoruz.

Sabah Calgary Havaalanı’ndan Vancouver’a uçuyoruz. Ardından aracımızla sakin, bozulmamış vahşi doğasıyla ünlü Vancouver Adası'na geçiyoruz.

Georgia Boğazı boyunca yapacağımız 1 saatlik feribot yolculuğu boyunca pırıl pırıl şehir manzarasını ve sedir kaplı kıyıları görme şansına erişeceğiz.

Adanın liman şehri Nanaimo'ya vardıktan sonra Rathtrevor Beach Kent Parkı'na doğru yola devam edeceğiz.

Burada kıyı şeridini ve parkın geniş, kumlu plajını keşfettikten sonra burada bir piknik yapabiliriz. Öğle yemeğinden sonra Cathedral Grove'da kısa bir yürüyüş yapıp Snuneymuxw Yerel Halkı Geleneksel Bölgesi’nde yer alan Newcastle Adası'na (yerel halk dilinde Saysutshun) feribotla geçiyoruz. Snuneymuxw, uzun süredir Vancouver Adası'nı ev olarak adlandırmış bir kıyı Salish halkıdır.

İlk olarak adanın içine doğru girmeden önce sahil manzaralarını, Douglas köknarları, meşeler ve kızılcık ağaçlarının bozulmamış cenneti Marine Kent Parkı'nda kısa bir yürüyüş yapacağız.

Ardından adanın iç taraflarına doğru dalıyoruz. Orman içinde yapacağımız yaklaşık 3 saat sürecek 10 kilometrelik kolay bir yürüyüşün ardından otelimize doğru yola çıkıyoruz.

Sabah kahvaltısından sonra Pasifik Kıyıları Milli Parkı yürüyüşümüze başlıyoruz.

Bugün Pasifik Kıyıları Milli Parkı'nda ve Vahşi Pasifik Yolu boyunca yaklaşık 7-8 kilometrelik yürüyüş yapacağız. Yosunlu yağmur ormanlarına, rüzgar nedeniyle eğilip deforme olmuş heykel ağaçlarına, dalgaların salladığı kayalıklara ve çarpıcı plajlara ev sahipliği yapan bu bölge, batı kıyısındaki en güzel yürüyüş yollarına sahiptir.

Long Beach'teki öğle yemeğinin ardından Vancouver Adası'ndaki en büyük ağaçların bir kısmının bulunduğu Antik Sedir Ağaçları Yürüyüş Yolu’na giriyoruz. Dev kırmızı sedirler, ladinler ve batı hemlocku burada göreceğimiz bazı ağaç türleridir. Burada göreceğimiz mamut sedirlerinden ikisi 800 yaşındadır ve çapı yaklaşık 13-14 metredir.

Yürüyüşü tamamladıktan sonra öğle yemeğine geçiyoruz. Sonrasında günün 2. Etabı başlıyor. Cameron Gölü kıyısındaki Little Qualicum Falls Provincial Park'a kısa bir araç yolculuğuyla varıyoruz. Adanın en güzel parklarından biri olan bu pastoral cennet ilkbaharda Douglas köknar ormanına ve renkli kır çiçeklerine ev sahipliği yapıyor. Ardından adanın batı yakasına geçip “Wild Pacific” yürüyüşünü gerçekleştiriyoruz. Adanın ucundaki deniz fenerinden Büyük Okyanus’ seyrettikten sonra otelimize dönüyoruz.

Sabah kahvaltısından sonra Vancouver’a dönüyoruz ve şehir gezimize başlıyoruz. Stanley Parkı, totem direkleri, Vancouver’ın en eski mahallelerinden China Town’u gezdikten sonra Vancouver Havaalanı’na doğru yola çıkıyoruz ve bir başka BUKLATUR gezisinde buluşmak üzere vedalaşıyoruz.